Narin
ellerin belinde..
Ateşten
ki dudağında karanfil
Ölüm
son nefesini verirdi kollarında
Yırtarak
elbiseni kuytularda mendireğin
Bir
sevgi potasıydı gözlerin
Kör
bir dilenci gibi giyerdik biz geceyi
uyanırdık
her defasında, gecenin bir ucunda
Büyürdü
gözlerin, bir deniz martısı çığlığında
Usul
dan koşardım, sahile vuran dalga gibi kıyılarına
Ve
herkes taş toprak, heykel uyurdu o zamanda
sis
ve dumanda boğulmuş gibi, taş duvarlarda
Uzanmıştı
ellerim tuval boyayan ressam gibi,
bedenini
arardı usul dan
Ah
şimdi şu sol yanım yangın yeri
Dönüp
baksam,,
küf
kokulu anılar sarar her yeri
Ömrümün
her evresinde, sıcaklığını duydum ben senin
Sabrın
büklümleri ne bıraktım kendimi
Patikaları,
düş ve gerçek arasında gidemedik
Anlımızda
kara mı kara, bir leke gibi
Şimdi
her şeye benziyor kahrolası ayrılığın
Durup
bakılacak bir anım var ama benim
Neye
yarar ki, dokunmadan dönüp gitmeler
işte
hüzün,,
biraz
ban sın harelensin yüreğin
Gerçekten
romantik biriydim
hani
hep sonra, dizlerine koyup başımı
Terk
edilmekten korkardım nedense
Sonra,
sessizce ağlardım
Şimdi
sahil kumlarına çizdiğim dudakların
Yumuşak,ıslak
bir dil gibi, siler deniz
Şimdi,
her şeye benziyor kahrolası ayrılığın
ne
sana benzer ne sensizliğine
Zülfikar
Giriş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder