Zülfikar Giriş Şiirleri

Arama sonuçları

21 Nisan 2016 Perşembe

12 Nisan 2016 Salı

Sen Bu Şehri Sevmiyorsun

Bir kadın görüyorum kalabalıkta
O kadın sana ne kadar çok benziyor
Ellerim kırışmış ensemde kimi görsem
ona doğru koşuyorum sonra rezil oluyorum
İnsanlar bir koşuşturma içinde sanki aceleleri varmış gibi
Bir duvar dibinde çökmüşüm soğuk mermerine yaslanmışım
yağmur düşüyor toprağa kokusu sanki senin nefesin
bir rüzgar esti yerler de yığınlarla kuru yaprak
yaprakların üzerinden yürüyorum yalpalayıp kimi zaman kayarak
Ben bu şehire geldiğim vakit sen gitmesen
Sen buralardan gitmesen gözlerin gitse
Soğuk bakıyorsun etrafına sen bu şehir’i sevmiyorsun
Şimdi sen

buradasın ruhun başka yerlerde
Al şu soğuk suyu iç
Belki biraz kendine gelirsin
Bulutlar gözbeğinin üzerinden geçer
Zifiri karanlıklar yağar üzerime
İçimi kurtlar kemirir
Geçmişle gelecek arasındasın
Belki de sevinçle hüzün arasındasın
Sen buralardan gitmesen gözlerin gitse
Soğuk bakıyorsun etrafına sen bu şehir’i sevmiyorsun
Kalbim üşüyor karanlıklar kalbime çok yakın korkuyorum
Hadi git buradan yolcu yolunda gerek sen bu İstanbulu sevmiyorsun
Biliyorum kirli bu şehir şimdi yorgun anlımda biraz serinliği var
Ne kadarda eğilsem denizlerine çürümüş yapraklarını temizlesem
Başını tuzlu suyuna sokmuş bir tek martı yüzüme dönüp baksa
Tanınıp tanınmamak önemli değil herkes durup dinlerdi
Parmaklarımın arasından sızan suyun ritimli şarkısını
Kalbim çok üşüyor karanlıklar kalbime çok yakın korkuyorum
Sen buralardan gitmesen gözlerin gitse
Soğuk bakıyorsun etrafına sen bu şehir'i sevmiyorsun

11 Nisan 2016 Pazartesi

Ve Susmak Düştü Bize

Karpit lambalarının ışığı süzülüyordu
toprak damlı mavi pencerelerinden
şimalle yarışırdı sanki,
saçlarının telinden tutup uçuşan kuşlar
susuyorum tan vakti ipince
demek susmak ve durmak düştü bize
kader diye sundukları kayanın kara yosununa uzanmak düştü
Elem verince kalbimizdeki o zehirli hakikat
bizi dev dalgaların kucağından uyandıracaktı
yalnızlık yazı, giz mimiz miydi
yada kaderimiz miydi
Yada bakir suskunluğumuz muydu

Zülfikar Giriş




9 Nisan 2016 Cumartesi

Kim din sen



Paslı hayallere sığdırılmış umutlarım vardı,
Işığım, nefesim, suyum.
Nasıl bilmem, vazgeçile si zor insan 
Aklım mı daraldı, gözüm mü köreldi
Rahat mı battı , rahat mı geldin
Gördüğüm kadar mıydın, yoksa ötesi 
Öldüğüm kadar mıydın, ya da sevdiğim 
Rast mı geldin, kader miydin..
El miydin yoksa içimden biri mi 
Neydin kim din sen

Zülfikar Giriş

4 Nisan 2016 Pazartesi

Cinler Padişahı

O gün bütün gece ay eksikliği vardı gökyüzünde
Mavi alınlı çocuğun naifliği vardı onun yüreğinde
Bulduğu eski bir lambanın yanağını okşadı
Çıktı içinden takkeli kel bir cinler padişahı
Kapı çalma'sız çıka geldi habersiz
Belinde kırmani soğuk silahı

Karnına saplı soğuk bir bıçak
ve açlık
kuru ekmek
kuru soğan
kuru ekmek
kirli su
hadi gözlerini yum bu temmuz akşamı:
Senin bu şuursuz ve kirli sevinçlerin
gecenin en zifiri karanlığında
belki yakamozun en güzeli olurdu
dilimizde olmasaydı kilit, kolumuzda paslı zincir
Ömrümüz salınarak akıyor garip bir meçhule
Bu günün tesellisini bekleyerek yarından


Zülfikar GİRİŞ

Şehrazat

O akşam bütün odaların lambalarını söndürmüştük
Her akşam aynı ölüm haberleri televizyon da
Artık kansız sahne hoşumuza gitmiyordu
Bahçede rüzgardan savrulan yaprakların hışırtısı
Kanatları kırılmış kalbimdeki kuşların çığlığı
Ah Şehrazat kafesteki mavi tüylü kuşum benim

Bu duvarlarda hep dolaşır başsız miğferli gölgeler
Ben bu ömrümü birden bire, işte böyle eskittim
Ağızlarda acı, gözlerde yaş , yüzlerde keder çizgisiyim
Azar, azar kimi zaman bir çukura gömmüşler beni
Çok baş kaldırdım çok direndim
Onlar ise benim için kirli gülüşler biriktirmişlerdi
Ah Şehrazat kafesteki mavi tüylü kuşum benim

Deniz bütün sakinliğiyle önümde uzanıyordu
Yakamozlarda bir gemi giderek kayboluyordu
Sanki gök kuşağı renkleriyle bezenmiş sularda yüzüyordu
Bir ucundan kaldırıvermek ve içine sokulup uzanıvermek
Sahile vuran dalgaların hışırtısı ninni gibi, hadi aç gözlerini
Ah Şehrazat kafesteki mavi tüylü kuşum benim

Geçenlerde dergide yazdığım bir şiirimi yayınlamıştım
İşte bu koridorlarda kalp çarpıntılarıyla bekliyorum
Bana gelirken bir iki don aklet getir,
hakim bilmem hakkım'da ne karar verir
Bu dışarıdaki gürültüde ne böyle
dışarıda birileri benim ismimle slogan mı atıyor
Tanrı şahidim tek düşündüğüm şu an sensin,
sabahları senin cıvıltıların'la uyanmak
Gözümün önüne her an sen geliyorsun
havada çırptığın maviş, maviş parlak kanatların
Ah sehrazat kafesteki mavi tüylü kuşum benim