Zülfikar Giriş Şiirleri

Arama sonuçları

31 Mayıs 2016 Salı

Eski Aşklara

Bazen zor olsa'da elveda demek gerekir eski aşklara
Yanağından yuvarlansa'da o ihtiyar damlalar
çapaklı gözlerine işlense'de ateşin kızıllığı
Dün gece belki her gece ustalıkla damıttığım,
o tantanalı aşklardan şarabımı
Parmakların yüzümde akıp kayboldu şimdi
Karanlıkta gözlerin kıvılcım çakan faişe gibi
Odanın duvarından sekerdi şehvetli çığlıkların
sonra eritilmiş kurşun gibi dökülüverirdi her gece
Bazen zor olsa da elveda demek gerekir eski aşklara
Bir bulut gibi gözlerimden geçip gidiyorsun
belki seni bir daha görmek istemiyordum
yüreğim bölünse de damarım delinse de
belki kırgın yalnızlığımın bahçesinde sarı zehirli
dünya değiştiren tırtıl gibi güllerin yapraklarında
sevmek nasıldır ne iştir sevmeyi bilmem ben
son bahara hazırlanırım içim güneş dışım kıştır
yatağını arayan bir nehirim belkide
göğüs geçiren bir ormanım belki salçım saçaklı
Yangınlarına dolanmışım çatırdayan
Gözü dönmüş aç baltaların kökünden devirdiği ağacım belkide
Bazen zor olsa da elveda demek gerekir eski aşklara
Artık siyah bayraklar çektim güvertelerime
Kıyısı olmayan yakamozlu okyanusların da kaybolurken
Kılçıklı kirpikli balıklarla oynaşırım keyfim yerinde
Tepemde ağzının suyu akan martıların çığlığına aldırmadan
Yağmurlar yağsa da sonraları açacak elbet güneş doğa yeşerecek
kelebeğin ömrü bir gün,
çıkarsan aradan bile yazı kışı sonbaharı
Hepsinden de vazgeçerim senden nasıl vazgeç timse
Kokun kaldı nemli duvarımda
Üzerine boya sürer kapatırım
bu sokağı bu şehri terk ederim
İstanbul'u terk ederim martılarını balıklarını terk ederim
Kumrularını serçelerini kedilerini köpelerini terk ederim
Bazen zor olsa da elveda demek gerekir eski aşklara

Zülfikar Giriş



Her şeye Benziyor Kahrolası Ayrılığın




Narin ellerin belinde..
Ateşten ki dudağında karanfil
Ölüm son nefesini verirdi kollarında
Yırtarak elbiseni kuytularda mendireğin
Bir sevgi potasıy'dı gözlerin
Kör bir dilenci gibi giyerdik biz geceyi
uyanırdık her defasında, gecenin bir ucunda
Büyürdü gözlerin, bir deniz martısı çığlığında
Usul dan koşardım, sahile vuran dalga gibi kıyılarına
Ve herkes taş toprak, heykel uyurdu o zamanda
sis ve dumanda boğulmuş gibi, taş duvarlarda
Uzanmıştı ellerim tuval boyayan ressam gibi,
bedenini arardı usul dan
Ah şimdi şu sol yanım yangın yeri
Dönüp baksam,,
küf kokulu anılar sarar her yeri
Ömrümün her evresinde, sıcaklığını duydum ben senin
Sabrın büklümleri ne bıraktım kendimi
Patikaları, düş ve gerçek arasında gidemedik
Anlımızda kara mı kara, bir leke gibi
Şimdi her şeye benziyor kahrolası ayrılığın
Durup bakılacak bir anım var ama benim
Neye yarar ki, dokunmadan dönüp gitmeler
işte hüzün,,
biraz ban sın harelen sin yüreğin
Gerçekten romantik biriydim
hani hep sonra, dizlerine koyup başımı
Terk edilmekten korkardım nedense
Sonra, sessizce ağlardım
Şimdi sahil kumlarına çizdiğim dudakların
Yumuşak,ıslak bir dil gibi, siler deniz
Şimdi, her şeye benziyor kahrolası ayrılığın
ne sana benzer ne sensizliği ne

Zülfikar Giriş

10 Mayıs 2016 Salı

Eminem


             
Sual olmaz sana sultanım ki derdim var
Altın sarısı saçlarını rüzgarlar tarar
Belindeki kemer seni ne güzelde sarar
Edalı sözlerin bal yesin dudakların
Neden bana dargın sın çakır gözlü Eminem

Uzun gecelerde görürüm ben kısa, kısa rüya
Bir köşe başında bazen olurum ben bir Leyla
Sevdiğim var deyip böbürleniyorum, güya eşe dosta
Şiirler yazıyorum, bu günlerde merak saldım sanata
Sayende şair’de oldum! çakır gözlü Eminem

Taş kalpli misin Eminem: bilirsin taşı yosun sarar
Söğüde çaput bağladım, uzun saçları yere değer
Şu dağların ihtişamı şu küçücük gölette söner
Benim şu kaderim niye böyle derin ve karanlıktır
Çıkmaz bir sokağa girdim çakır gözlü Eminem

Şu fani dünya bilesin ki dar oldu ikimize
Bu bir şikayettir bilesin ki zalim feleğe
Ateşten mintan giydirdin sen ki  üzerime
Bu mısraları yazıyorum göz yaşımla buruşmuş kağıda
Yaktın beni kör kuyularda, çakır gözlü Eminem


Zülfikar Giriş

5 Mayıs 2016 Perşembe

Büyüyen Küçükler


Birazdan bir bulut geçecek,
Rüzgarların eteğinden
Derken sağanak dökülecek sürgünlüğüme

Birazdan masallar geçecek 
Bir çocuğun gözlerinden:
Derken o küçücük elleri’’
Büyüdükçe kararan’’
Büyüdükçe kanayan

Zülfikar Giriş

2 Mayıs 2016 Pazartesi

Ninova


Ninna ninnay Ninova
Seni anlatmak uzun sürer
Sana iltica ediyor bütün dizeler
Adında tadında pek güzel
Ninna, ninnay Ninova

Gözlerimi gördüm gözlerim yağmurlu
Rüyada gördüler seni çok umutlu
Sabaha kadar hep düşünüyorum seni
Ah bir bilsen nasıl özlüyorum seni
Ninna, ninnay Ninova

Saçlarını okşayan meltem olsaydım
Kulağına taktığın kımızı gül olsaydım
Bu benim kalbim senindir, senin derim
Seni görünce dolanır elim, ayağım, eteğim
Ninna, ninnay Ninova

Şu karlı dağların ardından geldim
Ben sensiz oralarda yaşayamadım
Avucuna aslan da şu ölü kalbimi
Vur hançeri oluk, oluk aksın kanı
Ninna , ninnay Ninova




1 Mayıs 2016 Pazar

Hacı Hamza





Saçları tozludur şimdi Mehmet emminin
Harman vakti ardında bir çift öküzün
Dudaklar çatlamış nasırlı elleri
Ocakta ateşte kavurur, evin ana keşke ki
Durup beklemek dersin saatlerce beklemek
Kızıl ırmağı kolay mı öyle geçmek
Tarlanın birinde şuncacık küçük bir kız çocuğu
Maviş, maviş gözleri/ yanakları kırmızı elma al, al
Ah Çorum,/ leblebilerin elimde terledi şimdi
Türkü söyleyerek yolunda yürümek bir başka türlüsü
Sen sakin bir yersin./ Hacı Hamza köyü
Bense tıklım tıkış bir yolcuyum
Telaşlı çocuklar koşturur taşlı sokaklarında
Geçerler salkım saçaklı mavi penceremin önünden çığlıklarla
Diyelim ki oturdum mehtaba karşı demli çayını yudumlarken
Yakamoz vurur da kızıl ırmağa sen gözlerini kaybedersin
Sen burada yoktun çünkü sen burada değildin
Sabahları damda yuva yapmış parmak kadar serçelerin çığlığı
Kendini tavukların yanında yerden yere vuran, horozun bu gün çıkmıyor sesi
Geceleyin ninni gibi türkü söyleyen çekirgelerin nerede
Kalbimin cebinde bir yerdesin, özledim ah çorum seni
Zülfikar GİRİŞ